Çanakkale’nin serin yaylalarında, taş duvarların arasından usulca sarkan kara dut dalları, yazın en sessiz sabahlarında toplanır.

Sabah çiyiyle parlayan bu koyu mor meyveler, tek tek ayıklanır ve geleneksel yöntemlerle kaynatılarak yoğun kıvam dolu bir reçele dönüşür.

Bu reçel, yalnızca kahvaltıya değil; vücuda enerji ve güç, damağa derinlik, hafızaya bir yaz günü taşır.

Yüksek antioksidanlı, doğal karadut...

Her kavanozda, dağ taşın gölgesinden gelen bir serinlik vardır.

Her kaşık, hem bir çocukluğun dudak kenarındaki mor lekesi, hem de bir yörük kadının ocak başında kaynattığı sağlık reçetesidir.

Tadı güçlüdür ama asla ağır değildir.

Kahvaltılarda peynirle birleştiğinde; yoğurtla ya da sade dondurmayla buluştuğunda karadutun derinliği bütün sofrayı sarar.